Şimdilerde ise üretim haricinde de pek çok alanda otonom sistemlerin kullanıldığını görüyoruz. Bunlardan birisi havalimanları.
Havalimanlarında hizmetin daha hızlı yürümesi ve insanların daha az bekleyerek hızlı bir şekilde uçaktaki koltuğuna oturması için otonom sistemlerin mevcudiyeti giderek artıyor. Bununla ilgili pek çok örnek mevcut.
Pek çok havalimanı artık yolcuların check-in’leri kendilerinin yapması için kiosklar kurmuş durumda. Boarding kartlarındaki barkodları okutarak kapılardan geçen yolcular bagajlarını da RFID tabanlı etiketler ile donatıyor ve bagajın kaybolması durumunda ayrıntılı bilgi sağlayan bu etiketler ile bagajın nerede olduğu kolayca bulunabiliyor.
Bu esnada yolcuların uçağa çıkışlarını sağlayacak olan merdivenler ise pilotun bir düğmeye basması ile birlikte otomatik olarak uçağa yanaşıyor veya ayrılıyor. Normalde insan gücü ile yapılan bu işlemler böylece zaman kaybına neden olmuyor.
Bagajların taşınması da yine robotlara bırakılan işlemler arasında. Altı kollu bu sistemler check-in sonrasında banda konan bavulları RFID etiketlere göre okuyor ve ilgili taşıyıcıya yüklüyor. Bu esnada yolculara da seyirlik manzaralar çıkıyor.
Tüm bunlardan sonra Hızlı Boarding makinaları ile özel elektronik bileti olan yolcular diğer yolcular gibi sıra beklemeden hızlı bir şekilde uçağına yönelebiliyor. Böylece havalimanına adım attıktan sonra uçağa binene kadar otonom sistemler ile yolcular vakit kaybetmemiş oluyor. Bu sistemler ayrıca havalimanı işletmecilerine de maliyet tasarrufu imkanı sunuyor. Ancak tüm bu sistemlerin yine insan gücü tarafından kontrol edilmesi zaruri.
