spot_img
spot_imgspot_img
12.5 C
İstanbul
Cuma, 19 Nisan 2024

Türkiye’nin Güvenliği, Dost ve Müttefiklerimiz

Seçtiklerimiz

Sovyetler Birliğinin tarihe karışmasını takiben ve 11 Eylül’de New York’ta İkiz Kuleler sonrasında Dünyamızda güvenlik anlayışında değişiklikler olmuş, klasik tehdit yerini asimetrik tehdide, ‘Soğuk savaş’da yerini ‘Karanlık savaş’a bırakmıştır.

Terörün sadece radikal din sömürüsünden kaynaklanmadığı, terörün ayrılıkçı milliyetçi akımlardan da beslendiği ve terörün sadece ilgili ülkelerin iç sorunu olmadığı günümüzde ziyadesi ile görülmektedir.

Etnik milliyetçiliğe dayanan terör, önce farklı bir kimlik tanımını kullanmıştır. Farklı kimlik tanımının kabullenilmesinden sonunda kabullenilmiş kimliğe siyasi amaç kazandırılmıştır. En son aşamada ise, bu siyasi amaç silahla beslenmektedir.

Bu nokta da, etnik milliyetçiliğe dayalı terör artık ülkenin her yerinde can almaya başlamıştır. Aslında sosyolojik yapı olan etnik olguya siyasi bir söylem yüklenmiş, etnik yapı ırkçı bir yapıya dönüşmüş ve bu etnik yapı emellerine silah zoru ile ulaşmaya çalışmakla da terör örgütü oluşmuştur. Ülkemizin bugün içinde bulunduğu etnik milliyetçi faşist terör örgütü PKK ve uzantıları bu yapıdadır.

Ülkeyi istikrarsızlaştırmak ve zayıflatmak için bazı dost ve müttefik ülkeler ‘ Karanlık Savaş’ olarak adlandırdığımız bu dönemde ekonomik manipülasyonlar, etnik kışkırtmalar, rejimi, düzeni yeniden tanımlama, başkaldırılara ve PKK Terörüne dolaylı ve doğrudan destekçi olmaya devam etmektedirler. Bu yaklaşımda olan ülkeler, terörizmle mücadelede’çifte standart’ uygulayarak kendi ülkeleri içinde terörist eylem yapılmaması karşılığında, bu terörist örgütlere ve yardımcılarına göz yummaktadırlar. Terör örgütünün sözcülüğünü ve propagandalarını yapan yayın organları, müttefik ülkelerin sınırları
içinde faaliyet gösterebilmektedir.

Terörizm ne kadar uluslararası hukuka aykırı bir sorun ise, ayrılıkçı hareketlerin desteklenmesi sureti ile ülkenin egemenlik haklarının çiğnenmesi de o kadar tehlikeli ve Milletlearası Hukuka aykırıdır. Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında, kapsamlı bir küresel düzeyde etkili bir iş birliği anlayışı ve ortak mekanizmanın kurulması, Terörist organizasyonlara mali, propaganda ve silah ve lojistik destek verenlerin de ‘Terörist’ kabul edilmesi en önde gelen tedbirlerdendir.

Türkiye’nin Güvenliğinin en önemli parametelerinden biri ‘asimetrik savaş’ tehdinin ‘karanlık savaş’ a dönüşmüş olması ve içinde müttefiklerimiz de dahil olmak üzere bazı ülkelerin kendi ulusal ve uluslararası çıkarları için ayrılıkçı terör örgütüne desteklemeleridir.

TÜRK ULUSU, geçmişte ülkesini ve bağımsızlığını korumak uğruna ne yapmış, ne bedel ödemiş ve başarmışsa bugün de aynısını yapmaya muktedirdir.

Esen Kalınız.

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika