Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak; askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak için 16 Şubat 1925’te Atatürk’ün emri ile kurulmuş bir dernektir. Kurulduğunda Türk Tayyare Cemiyeti adını taşımaktaydı; 1935 yılında Türk Hava Kurumu (THK) adını aldı.
THK, Türkiye’nin “Havacılık Federasyonu” yetkisini taşır. 5 Ağustos 1925 tarihinden itibaren ‘kamu yararına çalışan dernek’ statüsündedir. Merkezi Ankara’dadır. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu THK’nın manevi koruyucularındandır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi doğal üyeleri arasında bulunmaktadır.
Kurum, üye aidatları; kurban derisi, fitre, zekat toplama faaliyetleri; pul satışı; kurum işletmelerinin etkinlikleri, gibi kaynaklardan gelir elde eder.
- Cemiyetin kuruluş amaçları da bizzat Ulu Önder Atatürk tarafından:
- Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak,
- Havacılığın askeri, ekonomik, sosyal ve siyasal önemini anlatmak,
- Askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak,
- Havacılık faaliyetleri için gerekli araç ve gereçleri hazırlamak,
- Personel yetiştirmek ve uçan bir Türk Gençliği yaratmak olarak belirlenmiştir.
THK kurban derisi, fitre ve zekâtı beş ayrı kurum-kuruluş adına toplamaktadır. Bu faaliyetten elde edilen gelirin;
– % 50’si deri ve fitre gelirlerinin toplandığı il ve ilçelerin vali ve kaymakamlarının denetimindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı
- % 40’ı Türk Hava Kurumu (THK)
- % 4’ü Kızılay
- % 3’ü Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)
- % 3’ü Diyanet Vakfı arasında paylaşılmaktadır.
THK envanterinde 7 adet CL-215 amfibik, 12 adet M-18 Dromader yangın söndürme uçağı bulunmaktadır. THK, Dromader uçakları ile 1985, CL-215 uçaklarıyla 2008’den itibaren orman yangınlarına havadan müdahale etmektedir.Türk Hava Kurumu Türk Hava Yollarına ve sivil havacılık sektörüne pilot yetiştirmektedir.Havacılık sektöründeki hızlı gelişmeler nedeniyle pilot açığını kapatmak üzere pilot kursları açmaktadır. Şu anda THY pilotlarının önemli bir bölümü THK tarafından yetiştirilmektedir.Ankara/Etimesgut, İzmir/Selçuk ve İstanbul bölgelerindeki uçuş okulları ile havacılık eğitim merkezleri ülke çapına yayılmaktadır. THK, Türk Silahlı Kuvvetlerine de büyük eğitim desteği sağlamaktadır. Her yıl Hava Harp Okulu öğrencilerine Yalova’da planör eğitimi vermektedir.THK 1956’dan beri her yıl üniversite çağına gelmiş başarılı öğrencileri Uluslararası Öğrenci Mübadelesi kapsamında yurt dışına göndermektedir ve THK’nın kendine ait Üniversitesi vardır.
Değerli okurlarım sizlere kısaca THK’nun genel yapısı ile kısaca bir bilgi vermek istedim. Türk Hava Kurumu, 16 Şubat 1925’te Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kuruldu. O zamanın şartları ve dünya savaşından çıktığımız düşünülürse THK her haliyle desteklenmeyi hak ediyor. Ama malumunuz üniversitesi,manevi koruyucuları , uçakları, şubeleriyle artık 1 numaralı kurum olmuş THK mevcut imkanlarla ve kurumlarla girmiş olduğu işbirlikleri ile her yönüyle işleyiş ve kazanç yönünden tek başına çarkını dön derebilecek pozisyona gelmiştir.. O zaman diyebiliriz ki başka kurumlara da kurban derisi toplayalım, fitre ve zekâtlarımızı verelim. 1925 yılından bu yana gelenek haline gelmiş bu durum bence etik değildir. Kısaca şunları belirtmek isterim ki;
- THK’nın başına gönüllü maddi çıkar beklemeyen/beklentisi olmayanların konulması
- 1925’ten bu yana toplanan deriler, fitre ve zekâtlar ne şekilde/nerelerde kullanıldı.
- T.C Şehit ailesi çocuklarına bakamayacak/Eğitim veremeyecek kadar aciz mi?
- THK Kimler ne kadar maaş almaktadır?
- Firma ve Şirketlerin vergi kaytardığı bir ülkede neden THK gibi bir kurum hala geleneklerle ayakta tutulmaya çalışılmakta..
- Türkiye’de böylesi bir kuruma destek çıkacak iş adamları/Kurumlar kalmadı mı?.
- THK şuan ki konumu ile değirmenin suyunu neden çark edemiyor?
Değerli okurlarım, yazdıklarımın yanlış anlaşılmamasını istiyorum, ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Böylesi bir kurumu artık bu tür geleneklerden kurtarıp daha yukarılara taşımaksa amaç devletin bu tür kurumlara her yönüyle destek çıkması gerekmektedir. THK sitesinde deri bağışı,fitre ve zekat manşetleri kanımca hiçte yakışık durmamaktadır.
Bu konunun altını çizerek vurguluyor takdirini ve değerlendirmesini değerli okurlara bırakıyorum..
Saygılar…