Koronavirüs nedeniyle Dünya’da 65 milyondan fazla vaka doğrulandı ve hastalık şu anda dünya çapında 1,5 milyondan fazla can aldı. Ülkeler, tecrit kısıtlamalarını ekonomik nedenlerden ötürü gevşetmek zorunda kaldı ancak yaygın testlere devam etmeleri istenmektedir. Pandemi sağlık sistemlerini ciddi bir baskı altına aldı ve kritik malzeme kıtlığı yaşandı. Dünyanın dört bir yanındaki ilaç şirketleri ve araştırma ekipleri, güvenli ve etkili bir aşı geliştirmek için yarışıyor. Temennimiz bulunan aşının gerçekten denenmiş ve etkisinin tedavi edici olmasıdır. Fakat aşı bulunsa da bu süreç göründüğü gibi kolay olmayacaktır.
Tahminen 2023-2025 yılları veya ortalarına kadar devam edecek bir aşılama süreci olacaktır. Fakat aşı süreci sadece 2025 yılı ikinci çeyreğine kadar havacılık endüstrisine yıllara göre kısa vadeler de aralıklı nefes aldıracaktır. 2025 yılı ve sonrasın da maalesef daha farklı senaryolar ile yüzleşecek ve çok farklı yeni mücadeleler dönemi başlayacaktır.
2020 yılında korona virüs salgını nedeniyle küresel havayolu endüstrisinin tarifeli yolcu sayısı 1,8 milyara düştü. Bu, küresel hava yolcu trafiğinde yüzde 60’lık bir kaybı temsil ediyor. 2021’nin ilk çeyreğinde ise, küresel hava yolcu trafiğinin, korona virüs aşısı nedeniyle U şeklindeki bir senaryonun olması tahmin ediliyor. Küresel ticari uçak pazarının 2019’da 243,6 milyar dolardan 2020’de 236,8 milyar dolara gerilemesi, temel olarak COVID-19 salgını ve onu kontrol altına alma önlemleri nedeniyle ülkelerdeki ekonomik yavaşlamadan da kaynaklanıyor. Pazarın 2021’den itibaren % 5’lik bir toparlanması, büyümesi ve 2023’te 269 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu beklenti kısa vade de beklenen bir büyüme gibi gözükse de, uzun vade de beklenen eski ivmelerin yaşanması mümkün gözükmüyor.
Çünkü 2025 ve 2050 yılı için küresel havacılık endüstrisi daha farklı gelişmelere ve kırılmalara gebe kalacak gibi gözüküyor. Sektör farklı gelişmelere, yeniliklere ve yeni krizlere mutlaka hazır olmak zorundadır. Akabinde 2023 yılı ve sonrasın da gelişecek evrimsel gelişmelere direnenler veya ayakta kalma mücadelesi içinde olanlar – 2025 yılında çok büyük hayal kırıklığı yaşayacaktır.
Araştırmalarım neticesinde tahminim 2025 yılından sonra Low-Cost Taşıyıcıları ve Network Taşıyıcıları daha zor günlerin bekliyor olacağı yönündedir. Çünkü evrimsel ve devrimsel teknolojiler karşısında daha çaresiz kalacakları bir dönemi korona virüs gölgesinde yaşatacaklar. Havacılık endüstrisinin 2021 yılı sonrası U şeklindeki yıllara göre iniş ve çıkışları 2025 yılında maalesef evrimsel teknolojinin başlangıcı ile düşüşe geçecektir. 2045 yılına kadar her 5 yıl ve 10 yıl içinde tüm bitişler ve çıkışlar tamamen U şeklinde olacaktır.
Öncelikle Havacılık Endüstrisi, Havayolu firmaları ve Havalimanı işletmeleri v.b 2021-2023 yılları için Covid-19 için farklı senaryolar ve kriz yönetimi programları oluşturmakla başlamalıdır.
- Kısa ve Orta Vadeli Pandemi Programı ve Senaryoları
- Orta ve Uzun Vadeli Pandemi Programı ve Senaryoları
- Uzun Vadeli Pandemi Programı ve Senaryoları
Bu süreç zarfında ve sonrasında evrimsel ve devrimsel teknolojik yeniliklere alt yapısal, dijital ve teknolojik olarak mutlaka hazır olmalı, yenilenme adaptasyonu sürecinde AR-GE çalışmalarını tamamlamalı veya finansal güçlerini üretici firmalar ile yeni ortaklıklara saklamalıdırlar. Yani geleceği daha iyi okumalı ve AR-GE çalışmaları ile geleceğe yönelik profesyonel yatırımlar yapmaları gerekmektedir/gerekecektir.
Yıllara göre araştırmalarım ve 2050 yılı için kronolojik tahminlerim özetle şöyle;
- 2020 -2023 Pandemi ile mücadele yılları – Evrimsel Teknolojiye Hazırlık
- 2025 – Evrimsel Teknoloji Başlangıç Dönemi ve Kırılma Dönemi
- 2030 – Evrimsel Teknoloji 2.Nesil daha çevreci teknolojik yapılar
- 2035 – Devrimsel Teknoloji Başlangıç Dönemi ve Kırılma Dönemi
- 2040 – %100 Elektiriksel ve Dijital Dönüşüm Son Dönemi
- 2045 – Radikal Dijital Tasarım Konseptleri ve Yeni Dizayn dönemi
- 2050 – Hedeflenen Küresel, Dijital ve Robotik Dünya Düzeni ve Azaltılmış Nüfus
Ve toparlamamız gerekirse; 2025 yılı Evrimsel Teknolojik dönemlerde havacılık endüstrisini; kablosuz uçuş kontrol sistemleri, TurboFan-UltraFan, Hibrit laminer akış ve 2030 yılında ise 2.Nesil yeni motor konseptleri beklemektedir. 2035 yılı sonrasın da ise devrimsel teknoloji başlangıcı ile; açık rotor, iniş takımsız uçaklar, %40 hibrit-elektirikli uçak, penceresiz gövde ve kafes destekli kanat veya dikme destekli kanat uçaklar %10-15 ve 2040 yılında ise tamamen %100 elektrikli – % 100 dijital uçaklar.
Bu nedenle havayolları; filolarında bulunan yaşlı, geniş gövdeli, fazla yakıt tüketen ve CO₂ karbonmonoksit emisyonu salımına uygun olmayan uçakları derhal azaltmalı veya çıkarmalıdır. Haricinde işinde uzman elektrik-elektronik-mekatronik, uçak motor ve uçak gövde mühendisleri, yazılım, siber güvenlik ve savunma uzmanları ..v.b personelleri ile AR-GE birimi kurmalı ve bu AR-GE’de çok farklı yetenekte girişimcilere yer vererek yeni nesil uçak daha çevreci tasarımları ve çalışmaları başlatılmalıdır. Çünkü çok yakın gelecekte yukarda belirtmem üzere, daha mini (15 kişilik, 30 kişilik, 50 kişilik v.b) , daha hızlı ve daha yeni nesil uçaklar ile çok farklı yolcu taşımacılığı ile havayolları yüzleşecektir.
Havalimanı işletmecileri ise; yukarda bahsettiğim üzere daha mini yolcu taşımacılığı için özel pist hazırlıkları yapmalıdır. Örnek; Güneş enerjili uçaklar, hibrit- elektrikli uçaklar için, Drone yolcu taşımacılığı için pist, mini yolcu uçakları için pist ve park alanları v.s yani geniş gövdeli ve geniş kanatlı yolcu ve kargo uçakları gelecek 10 yıl içinde tarihe karışacak gibi gözüküyor.
Ve bir sonraki köşe yazımda görüşmek dileğiyle… Kalın sağlıcakla