Gazeteci Haydar Meriç’in, Fetullah Gülen’in özel hayatına ilişkin kitap yazacağını söylemesinden sonra öldürülmesiyle ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan Er-Ah Uçuş Okulu Genel Koordinatörü Ferhat Bayındır, ifadesinde “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili bağlantısını bildiğim ağabeyimin kaset olayında ve Haydar Meriç’in öldürülmesinde rolü olduğunu düşünüyorum” dedi. Ağabey Faruk Bayındır ise firarda.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hasan Yılmaz tarafından yürütülen gazeteci Haydar Meriç’in öldürülmesiyle ilgili soruşturma kapsamında Er-Ah Uçuş Okulu Genel Koordinatörü Ferhat Bayındır, 26 Temmuz’da gözaltına alındı. Cesedi, 18 Haziran 2011’de Akçokaca açıklarında bulunan gazeteci Haydar Meriç, son görüşmesini 1 Haziran 2011’de saat 00.58’de E.Y. adına kayıtlı telefonla yapmıştı. Bu telefon numarasıyla aynı bölgelerde sinyal veren başka bir telefon daha vardı. İnceleme sonunda telefon hattının sahibi İ.V. gözaltına alındı. Bu hat İ.V. tarafından Ferhat Bayındır’a verilmişti.
GSM HATTI KARDEŞTEN
Ferhat Bayındır’ın telefonları mahkeme kararı ile dinlemeye alındı. 15 Temmuz darbe girişimi öncesi yurtdışına kaçan Faruk Bayındır, 23 Temmuz’da aradığı kardeşi Ferhat Bayındır’a da yurtdışına kaçmasını söyledi. Bunun üzerine polis önce Ferhat Bayındır’a yurtdışına çıkış yasağı koydurdu. Ferhat Bayındır, 26 Temmuz’da gözaltına aldı. İfadesinde İ.V’den aldığı GSM hattını ağabeyi İbrahim Faruk Bayındır’a verdiğini söyleyen Bayındır, “Ağabeyim FETÖ terör örgütü ile bağlantısını bildiğimden, kaset olayında da rol almış olabileceğini ve Haydar Meriç’in öldürülmesi olayında da rolü olduğunu düşünüyorum. Serbest kalmam halinde beni bu duruma düşüren ve itibarımı zedeleyen ağabeyimin yakalanması için elimden gelen her şeyi yapacağım” dedi.
MHP KASETİ TESADÜF DEĞİL
BAYINDIR ifadesinde, MHP’deki kaset skandalına ilişkin de şunları söyledi: “MHP kasetlerinin ve Haydar Meriç olayının tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Ağabeyimin kaset olayında da rol almış olabileceğini düşünüyorum. MHP kaset skandalı sonrası AK Parti savunma yazması için ağabeyimi davet etmişti. AK Parti’nin o zamanki il binasına gidiyorduk. Arabayı ben kullanıyordum. Ağabeyime bir telefon geldi. ‘Az kaldı abi geliyorum’ diye konuştu. Konuştuğu kişinin AK Parti’nin yetkili kişilerinden Mücahit Arslan olduğunu söyledi. Ben ağabeyimle yaptığı konuşmadan, o kişiyle samimi olduğu kanaatine vardım.”