40 yıldan fazla bir süredir F-16 Fighting Falcon (Savaşan Şahin), ABD Hava Kuvvetleri’nin savaş filosunun bel kemiği olarak hizmet ediyor, ancak ilk F-16’nın hizmete girmesinden bir yıl önce, F-16’nın arkasındaki ekip, daha iyi bir F-16 geliştirmişti: F-16XL
Savaş uçağı o kadar yetenekliydi ki, aslında bir teknoloji testini geçip, Hava Kuvvetleri’nin Gelişmiş Taktik Savaş Uçağı programındaki saygıdeğer F-15E rakip haline geldi.
Sonuçta, üretim maliyeti ve yedek sistemler noktasında, yarışı F-15E’ye kaybedecekti, ancak çoğu kişi hala F-16XL’nin aslında daha iyi bir platform olduğunu iddia ediyor.
Bu iddia tartışmaya açık olsa da, F-16XL’nin gezegendeki en yetenekli dördüncü nesil avcı uçaklarından biri olup olmadığı konusunda çok az tartışma var.
F-16 SCAMP, F-16XL OLDU
1977’de, ilk F-16’nın gökyüzüne çıkmasından yaklaşık üç yıl sonra ve hizmete girmesinden bir yıl önce, tasarımcısı F-16 Süpersonik Seyir ve Manevra Prototipi (SCAMP) olarak adlandırılacak geliştirme üzerinde çalışmaya başladı.
Çaba, yeni bir savaş uçağını sahaya sürmekle ilgili değildi. General Dynamics, tamamlandıktan sonra SCAMP’ı satmaya çalışma niyetinde de değildi. Asıl amaç, süpersonik seyir bir konsepti test etmek için kullanabilecekleri hızlı ve ucuz bir hava platformu çıkarmaktı.
Bu yeni jet büyük ölçüde mevcut F-16’yı temel alacak olsa da, uçağın önüne ve arkasına eklenen iki gövde bölümü dahil, değişiklikler çok çarpıcıydı ve uçağın uzunluğunu yaklaşık 56 inç (142 cm) artırdı.
SCAMP’ta çok etkili olduğu kanıtlanan krank ok kanatlar, tasarımda yaklaşık 272 kg tasarruf sağlayan ve karbon fiber kullanılarak yapılan yeni bir kanat yüzeyiyle birlikte eklendi. F-16XL’ye neredeyse iki katına çıkan bir yakıt kapasitesi sağlandı.
F-16’DAN DAHA İYİ PERFORMANS GÖSTERDİ
Dikkat çekici bir şekilde, F-16XL neredeyse her yönden daha küçük selefinden daha iyi performans gösterdi ve Hava Kuvvetlerini bu yeni avcı uçağını gerçekten üretme fikrine ilgi duymaya teşvik etti.
Havadan-karaya görev yapan bir F-16XL, standart F-16’nın iki katı yük taşıyabilir ve yine de %44’e kadar daha uzağa uçabiliyordu. Kendini savunmak için, dört AMRAAM ve iki AIM-9 Sidewinder havadan-havaya füze taşıyordu.
F-16XL’yi böyle bir görevde bir F-16A ile tamamen aynı yük ile donatacak olsaydınız, F-16XL selefinin neredeyse iki katı kadar uçabilirdi.
Ancak bu sadece genişletilmiş menzil ve ilave yük ile ilgili değildi. F-16XL, güçlü yükünü taşırken yüksek veya alçak irtifalarda süpersonik hızlara ulaşabiliyordu ve altında bombalar varken hızla tırmanmakta hiçbir sorun yaşamıyordu.
ASLA ÜRETİME GEÇMEYEN EN YETENEKLİ UÇAKLARDAN BİRİYDİ
General Dynamics nihayetinde test için iki prototip F-16XL üretti, ancak testler ilerledikçe, F-16 tasarımının bu yeni versiyonun sadece teknolojiyi göstermekten daha değerli olduğu açıktı.
Hava Kuvvetleri uçağın, Gelişmiş Taktik Savaş Uçağı (ETF) yarışmasına girmesine karar verdi. ‘Değerlendirme adil değildi’ tartışmalarına rağmen, bu yarışta farklı nedenlerle F-15E Strike Eagle’a yenildi.
F-16XL programı, her iki prototipin de bir dizi havacılık araştırma projesine katıldığı NASA’ya ulaştı. Uçak bir daha üretilmese de, Amerika’nın günümüzün en üst düzey hava üstünlüğü savaş uçağı F-22 Raptor için süper seyir kabiliyetinin geliştirilmesinde rol oynamaya devam etti.