spot_img
spot_imgspot_img
4 C
İstanbul
Cuma, 27 Aralık 2024

Havadan da geçemediler

Seçtiklerimiz

Savaş öncesi durum  ve 1. Tayyare Bölüğü

Birinci dünya savaşı başlamış taraflar belli olmuş kılıçlar çekilmişti. Düşman donanması Ege’ye açıldığında Osmanlı Ordusunun elinde bir elin parmaklarlını geçmeyecek sayıda uçak ve pilot vardı. Savaşın başında 7 olan uçak sayımız, Almanlar tarafından verilen Albatrus, Rumpler, Fokker, LVG modeli uçaklarla birlikte 21 olacaktı.

Seferberlik ilan edildikten sonra Yeşilköy’de bulunan deniz uçaklarıyla birlikte Deniz Yzb. Savmi Bey Ütğm. Fazıl Bey ve  Ütğm. Cemal Beyler  Çanakkale’ye intikal etti. Savaş öncesinde havacılarımızın yaptığı keşif uçuşlarıyla düşman donanmasının hareketleri izlenip raporlanıyordu

 

Düşman kuvvetlerinin durumu

Çanakkale boğazını geçip İstanbul’la ulaşmayı amaçlayan düşman donanması çok sayıda gemiden oluşuyordu.  Giderek Çanakkale boğazına yaklaşan bu devasa donanmanın içinde savaşın yeni ve denenmiş silahı olarak Farman, Breguet, Nieuport, Bristol tiplerinde 48 adet uçak da bulunuyordu

 

Keşif Görevleri

Çanakkale Nara Meydanı’na konuşlandırılan Nievport tipi deniz uçağı ile, Deniz Yzb. Savmi, Ütğm. Fazıl ve Ütğm. Cemal’in yaptığı keşif uçuşları sayesinde, bölgedeki İngiliz ve Fransız gemilerinin faaliyetleri izlenmeye başlanmıştı. Yapılan hazırlıklara göre donanmanın tüm gücüyle boğazı geçme teşebbüsünde bulunacağı açıkça belli oluyordu.  Kara ve Deniz birliklerinin savunma hattı 1.Tayyare Bölüğü pilotlarının yaptığı bu keşif uçuşları sayesinde şekillenmeye başlamıştı.

 

18 Mart sabahı yapılan keşif uçuşu

Türk pilotları ile birlikte savaşan Alman pilotlardan Üsteğmen Serno Rumpleri  ve, rasıt olarak yanında Deniz Yüzbaşı Schneider  yine bir keşif görevi için 18 Mart 1915 sabahı havalanıp ege üzerinde uçmaya başladılar

 

Bozcaada’nın liman girişinde harekete hazır Queen Elizabeth ve Inflexible savaş gemisi dahil olmak üzere toplam 14 savaş gemisi, 2-4 küçük kruvazör, 2 tamir gemisi, 2 hastane gemisi, mayın taramak için 10 balıkçı teknesi ve birkaç destroyer ve denizaltı vardı.

 

Serno ve Schneider’in gördüğü, büyük saldırıyı yapmak ve Çanakkale Boğazı’ndan aşıp geçmek üzere olan Anglo-Fransız filosuydu. Alman subaylar, gözlemlerinin önemini anladı ve Çanakkale’ye geri döndü, iner inmez atlara atlayıp Boğaz Komutanı Amiral Usedom’un karargâhına gelip, rapor verdi. Verilen bu son keşif raporundan sonra Çanakkale Boğazı’nın savunma istihkâmlarına alarm verildi.

 

Kara harekâtı öncesi

Çanakkale Muharebeleri süresince, karşılıklı keşif harekatı devam ederken; Türk havacıları, o tarihler için başarılı sayılabilecek diğer hava görevlerini de icra etmişledir. Bu görevlerden biri 18 Nisan 1915’de yapılmıştır.

O gün Çanakkale Boğazı bölgesinde gittikçe kuvvetlenen ve hava üstünlüğü kurmasından endişe edilen düşman hava gücünü tesirsiz hale getirmek maksadıyla, Bozcaada’da 18 düşman uçağının konuşlandığı meydana hava taarruzu planlamıştır. Ancak bu meydandaki uçaklar, keşif görevi için daha önceden kalktığından, havada karşılaşılmış, kısa bir hava muharebesinden sonra zayiatsız olarak meydana dönülmüştür.

Türk uçaklarının meydan taarruzu planlamasından esinlenen İngilizler aynı gün üçer uçaklık iki kol ile meydanımıza taarruz etmişler, ancak uçaklarımız daha önceden meydan içinde dağıtılarak gizlenmiş olduğundan, atılan bombalar hasar meydana getirememiştir.

 

Kara harekâtı bombalama ve keşif uçuşları

Kahraman havacılarımızdan oluşan 1. Tayyare bölüğü Çanakkale kara savaşlarında da görevlerini eksiksiz yerine getirip, düşman uçaklarının Gelibolu üzerinde gerçekleştirmek istediği keşif uçuşlarını engelleyerek, düşman taarruzlarının düzgün şekilde planlanmasını önüne geçtiler

 

Düşman uçağı düşüren ilk Türk havacı, Teğmen İbrahim Orhan

Türk havacılık tarihinde ilk kez havadaki bir Türk uçağı, düşman uçağını makineli tüfek atışıyla düşürmeyi bu savaşta başardı. 30 Kasım 1915’te Üsteğmen Ali Rıza Bey idaresinde havalanan “Albatros C I” modeli uçakta Gözetleyici Teğmen İbrahim Orhan, bir Fransız tayyaresini makineli tüfek ateşi ile vurarak düşürmeyi başardı.

 

 Teğmen İbrahim Orhan, Türk havacılık tarihine ‘havada yapılan muharebede ilk düşman uçağı düşüren kişi’ olarak geçti. Bu başarısından sonra Almanya’ya pilotluk eğitimi için gönderilen İbrahim Orhan, brövesini taktıktan sonra, önce Filistin ve Hicaz’da, ardından da İzmir’deki  5. Tayyare Bölüğü’nde görevlendirildi. Teğmen İbrahim Orhan, Temmuz 1918’de Sakız Adası üzerinde keşif uçuşu yaparken İngilizlerin açtığı uçaksavar ateşi ile vurularak şehit düştü.

El yapımı uçak bombaları

Türk ustaları düşmandan ele geçirilen malzemelerle el yapımı uçak bombaları geliştirdi. bombalar Bakırköy’de bir demir atölyesinde yapıldı, gövdeleri dökme demirden bombaların içlerine nitrogliserin doldurulduktan sonra üzerlerine top mermilerinin tapaları takılıp hazırlanıyordu.

 

“El yapımı uçak Bombaları’nın yapımında, İstanbul zanaatkârları arasından seçilen makine ustaları, bakırcılar, demirciler ve marangozların görev aldılar, İstanbul şoförlerinin ise, kısa bir kurstan geçirildikten sonra uçakların onarımında makinist olarak görevlendirildi.

 

Silahsız uçaklar silahlandırıldı

El yapımı uçak bombalarının mucitleri olan Türk ustaları Çanakkale Hava Savaşları’nda bir “olmaz”ı daha gerçekleştirip, Almanya’dan destek için gönderilen Rumpler B I “silahsız keşif uçakları”nı, kendi buluşlarıyla silahlandırmışlardır.

Almanya’dan ilk gelen uçaklar “Albatros B I” ve “Rumpler B I” iki kişilik uçaklar, keşif uçakları oldukları için silahsızdılar. Çanakkale’de görev yapan Türk ve Alman havacılar, havada görev yaparlarken kendilerini düşman uçaklarından koruyabilmek ve onlardan daha etkin olabilmek için uçaklarını silahlandırmak istemişlerdir. Türk uçak makinistleri havacıların bu isteğini yerine getirmişler ve “Rumpler B I” uçağını özel biçimde tadil ederek (değiştirerek) üst kanadının orta bölümüne döner taret üzerinde her yöne ateş edebilen ‘Parabellum’ modeli bir makineli tüfek yerleştirmişlerdir.

Türk ustaların bu buluşlarını daha sonra Almanlar “Albatros C I” tipi uçaklarda uygulamışlar ve bu uçaklardaki rasıt (gözetleyici) yerine makineli tüfek yerleştirmişlerdir. Savaşta Osmanlı ordusuna ortaklaşa hizmet veren Türk ve Alman havacılar, bu silahlı uçakların cephede görevlendirilmesiyle düşman üzerinde kesin bir hava hâkimiyeti sağlamışlardır.”

 

1.Tayyare Bölüğü’nün başarıları

Savaşların başlamasından, düşman güçlerin geri çekilmelerine kadar geçen 10 aylık zaman zarfında 6’sı hava savaşı, 16’sı ise yerden açılan savunma ateşi sonucunda teyit edilmiş toplam 22 düşman uçağı düşürüldü

İlgili Makaleler

- Corendon -spot_img

Son Dakika