Yaşadığımız koronavirüs salgını, birçok sektörü yakından etkiledi ve hiç kuşkusuz en çok etkilenen sektörlerin başında turizm yer aldı.
Dünyanın birçok ülkesinde seyahat yasakları, karantina, evden çalışma gibi izole olmaya ve salgının yayılmasının önüne geçmeye teşvik edici uygulamalar hayata geçirildi. Seyahat hareketliliği başlasa da hala birçok ülkeye girişler son dakika değişebiliyor. Koronavirüse bağlı her güncel bilgi ile seyahatlerimiz de anlık bir etkileşime giriyor.
Tüm bunların yanında daha önce hayatımızda hiç yer almayan ve artık seyahatler için zorunlu olan PCR testi, süresi farklılık gösteren karantina gibi yeni normallerimiz de hayatımızdaki yerini aldı.
Peki tüm bu değişimler ve önceliğin sağlık olduğu 2020 yılı, turizmde daha başka neleri değiştirdi? Bundan sonraki süreçte gezginleri, turizm profesyonellerini ve seyahat sektörünü neler bekliyor?
Turizm sektörü, 2020 senesinde zor bir dönem yaşadı. ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin derlediği makale çalışmasında da Tripadvisor’ın 30 Aralık 2019-15 Mart 2020 tarihleri arasındaki kullandığı veriler bunu doğrular nitelikteydi.
Çıkan sonuçlar turizm sektörünün küresel krizlerden kolayca etkilendiğini ortaya koyuyordu. Buna göre pandemi haberinin yayılmasıyla birlikte, gezginlerin seyahatlerini iptal etmeye veya ertelemeye karar verdikleri gün neredeyse aynıydı.
Hangi amaçla olursa olsun seyahat edecek olanların yaşadıkları kaygılar, COVID-19 döneminde seyahat ve turizmin ayırt edici özelliği oldu ve bu özelliğini sürdürmeye devam edecek. Kontrollü seyahat etmek, risk yönetimi yapabilmek, dijital olmaya daha çok yaklaşmak ve teknolojiyi kullanabilmek seyahat politikalarında yeni bir sayfanın açılmasını sağlayacak.
2020’nin Öne Çıkanları: Glamping Camping, Tekne, Villa ve Karavan
Google tarafından paylaşılan verilere göre izole tatillerde önemli ölçüde artış yaşandı. “Villa” aramaları geçen yıla göre %101, “bungalov” aramaları 2019’a kıyasla %42, “dağ evi”,“bağ evi” %85, “karavan” %71, “tekne kiralama” %64 oranında artış gösterdi.
Dünyanın geneline bakıldığında büyük karavan şirketleri bu süre zarfında %650 artışla rekor rezervasyon rakamlarına ulaştı. Türkiye’de olduğu gibi farklı ülkelerde de kamp tatili, karavan tatili, glamping camping doğa ile iç içe olmak isteyenlerin en çok tercih ettiği tatil biçimi oldu.
Airbnb’ye göre, yurt içinde ev-villa kiralamaları 2021’de trend olmaya devam edecek. Tekne kiralamak ise deniz tutkunlarından genele doğru yayılım göstermeye başladı. Mavilere ve muhteşem koylara gitmek ya da ailece tatile çıkmak için tekne kiralamak en iyi tatil fikirlerinden biri haline geldi.
İster ailece ister arkadaş gruplarıyla tekne kiralamanın dışında eğlence odaklı yelkenli konseptindeki tekne tatillerinde de farklı deneyimler yaşamak mümkün.
İç Turizme ve Yakın Yerlere Yöneliş Arttı
Yurt dışı seyahatleri yeniden başlamış olsa da son dakika değişiklikler nedeniyle seyahat edecekler endişe duyabiliyor. Her ülkenin kendine göre prosedürü olması nedeniyle turistik olarak yurt dışı seyahati yapmak biraz daha alışılmışın dışında olacak.
PCR testi, karantina uygulamaları ya da yaşanabilecek belirsizlik birçok seyahat severi iç turizme yönlendirebilir. Türkiye’de seyahat edenlerin davranışları arasında pandemi döneminde “yakın yerlere gitmek” öne çıkmıştı. Özellikle İstanbul’a yakın gidilecek yerler arayışı hiç olmadığı kadar popülerdi.
Ayvalık, Şile, Çatalca, Ağva gibi hem ulaşımı kolay hem de ekonomik lokasyonlar talep görürken, bu bölgelerdeki izole konaklama alternatiflerine yöneliş görüldü. Türkiye’nin farklı güzelliklerini bir başka gözle keşfetme şansı yakalamak 2021’nin trendleri arasında yer alacak.
Yurt içi turizmde kamp yapmak, karavan-tekne-villa kiralamak gibi farklı tatil deneyimlerini yaşamayı tercih etmek ülkemizdeki az bilinen yerleri bizlere keşfettirecek.
Temassız Teknolojiler ve Çevrimiçi Rezervasyon Uygulamaları
Çevrimiçi uygulamalar dünyanın birçok ülkesinde seyahat edenlere kolaylık sağlarken, COVID-19 döneminde önemini bir kez daha gösterdi. Ulaşım ve konaklama iptallerinin yaşandığı pandemi döneminde iptal ve erteleme işlemleri seyahat edecekler için büyük bir problem oluşturdu.
Maddi ve manevi yıpratıcı bir süreç olan bu tür işlemleri 7/24 iletişim alınabilen entegre hizmetlerle çözüme ulaştırmak, küresel seyahatin dinamiklerinden biri konumuna geldi.
Yapılan araştırmalar, global çapta etkileşim yaratan gezginlerin teknolojinin kendilerine yeni bir deneyim ve yeni keşifler sunmasını beklediğini ortaya koyuyor. Gezginler, seyahat ederken aktiviteleri gerçek zamanlı olarak keşfetmeyi, kolay ve hızlı yoldan rezervasyon yapabilmeyi istiyor.
Bu da çevrimiçi uygulamaların kullanımının 2021’de daha çok artacağını ortaya koyuyor. Seyahatleri otel odasından kurtaran bir gezi ve deneyim planına dönüştüren, daha çok seyahat edebilmek için doğru çözümlerle maliyeti düşüren, yolculuk öncesinde ve yolculuk sırasında meydana gelebilecek risklerden haberdar eden çevrimiçi rezervasyon uygulamaları, gezginlerin asistanı konumuna gelecek.
Seyahatlerde Risk Yönetimi Yapabilmek ve İletişim Değerli Olacak
Küresel gezginlerin %80’i, bir seyahat acentesinin seyahatlerinden önce veya seyahatleri sırasında en az bir kez onlarla iletişim kurmasını bekliyor. Turizm firmaları için 2021, riskleri ve iletişimi odak noktaya alacakları bir yıl olacak.
Özellikle iş seyahatlerinde hem şirket çalışanlarının hem de şirketlerin güvencesi olacak risk yönetimi, seyahat öncesinde ve sonrasında, hatta seyahat sırasında çalışanları ve şirketleri kesintisiz bir iletişimle güvende tutacak.
Psikolojik, ekonomik ve fiziken tüm şirket aidiyetini koruyabilecek ve risk ihtimallerini minimuma indirebilecek risk yönetimi iş seyahatlerinin ulaşım, konaklama, transfer gibi süreçlerini doğrudan etkileyecek. Bu da önceden planlanmış seyahatlerin daha çok tercih edilebilir olmasını ortaya çıkartacak.
Rezervasyonlarda Sosyal Medya Etkisi
Sosyal medyanın toplumu giderek daha fazla etkilemesiyle, seyahat endüstrisi oyuncuları da benzer bir deneyim sağlamak için çalışıyor. Yapılan seyahat araştırmaları, içerik paylaşım platformlarının seyahat kararlarını etkilediğini ortaya koyuyor.
Global Digital ve Adobe Tüketici İçerik Anketi gibi son araştırmalar, tüketicilerin ortalama olarak günde 8 veya daha fazla saat boyunca dijital içeriklerle zaman geçirdiğini gösteriyor. Google’ın paylaştığı verilere göre ise Türkiye’deki kullanıcıların %85’i seyahatleri hakkında bilgi almak için online video izliyor ve söz konusu kullanıcıların %71’inin tercih ettiği ana kaynak YouTube.
Sürdürülebilir ve Fayda Odaklı Seyahatler Bizi Bekliyor
Sürdürülebilirlik, seyahat ve konaklama satın alan bireyler için belirleyici bir faktör haline geldi ve seyahat şirketleri, tatil seçeneklerini bunu yansıtacak şekilde uyarlamaya başladı.
Otellerdeki plastiğin azaltılmasından sürdürülebilir odaklı tatil paketlerinin oluşturulmasına kadar, tüketicilere eko-konaklama söz konusu olduğunda geniş bir seçenek sunulmaya başlandı.
Seyahat endüstrisinde dünyanın en büyük pazarlama uzmanları arasında yer alan MMGY tarafından yapılan bir araştırmaya göre Amerikalı gezginlerin % 60’ı iklim değişikliğiyle ilgili endişelerinin önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde yeni rotaların oluşmasında etkili olacağını söylüyor. Aşırı turizmin azaltılmasında rol oynamak isteyen global gezginlerin oranı ise %54.
2021’de Solo Seyahat Trendi
Solo seyahat, ya da diğer ismiyle tek başına seyahat, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan çoğu gezginin uzun yıllardır hayat tarzı olan bir seyahat kavramı.
Yurt dışındaki öğrencilerin eğitime, çalışanların iş hayatına ara verdikleri “gap year” döneminde yoğunluk gösteren solo seyahat bugün gezginlerden, iş insanlarına kadar birçok segmente özel rotalar oluşturulmasını sağladı. Bloggerler, fenomenler, Youtuber’lar ve seyahat yazarlarının solo yani tek başına seyahat deneyimlerinin verdiği motivasyon ile solo seyahat kavramı birçok kesimi etkiledi.
Dijital Göçebe Vizesi ve Uzaktan Çalışma
Çoğu ofis çalışanı, COVID-19 krizi sona erdikten sonra haftada beş gününü iş yerinde geçirmeyi düşünmüyor. British Council for Offices tarafından yapılan bir ankete göre, pandemi çalışma modellerini temelli değiştirebilir ve gelecekte beyaz yakalı çalışanlar, kısmen ofiste kısmen de uzaktan çalışarak hibrit bir çalışma modelini benimseyebilir.
Kaybedilen turizm gelirinden çok etkilenen bazı destinasyonlar bu durumun farkına vararak dijital göçebelere kapılarını açmak için çalışmalar hayata geçirdi.
Antigua, Barbados Barbuda, Estonya ve Gürcistan gibi destinasyonlar dijital göçebelik vizesinden yararlanmak isteyen çalışanlara ülkede çalışma kolaylığı sunuyor.