İngiltere merkezli Howden Group Holdings’in Türkiye iştiraki Howden ACP Sigorta ve Reasürans Brokerliği, üzerinde çalıştıkları ‘Havacılık ve Uzay Sigortası’ ile salgından olumsuz anlamda en çok etkilenen sektörlerin başında gelen havacılık sektörünün kayıplarının önününe geçmeyi planlıyor.
Konuyla ilgili Howden ACP Sigorta’dan yapılan açıklamaya göre, geçen yıl 850 milyar dolar hacimsel büyüklüğe ulaşan ve yaklaşık 4,5 milyar yolcu taşıyan küresel sivil havacılık sektörü, COVID-19 salgını nedeniyle tarihinin en durgun dönemini geçiriyor.
Türkiye ise geçen yılın rakamlarına göre hava yolu yolcu taşımacılığı sayısında dünyada 10’uncu, Avrupa’da ise dördüncü sırada yer alıyor. Salgın nedeniyle küresel havacılık sektörü, güç kaybetmeye başladı.
Buradan hareketle 90 ülkede faaliyet gösteren İngiltere merkezli Howden Group Holdings’in Türkiye iştiraki Howden ACP, üzerinde çalıştığı ‘Havacılık ve Uzay Sigortası’ ile devasa büyüklükteki sektörün muhtemel kayıplar yaşamasının önüne geçmeyi hedefliyor.
Verilen bilgiye göre Howden ACP’nin geliştirdiği ürün, hava araçları tekne (gövde) ve savaş (harp) sigortalarını, hava araçları yedek parça, makine ve ekipmanlarını, hava araçları hukuki sorumluluk (üçüncü şahıs, yolcu, yük ve posta) sigortalarını, bina, hangar, ürün ve hizmetlerini, mürettebat ve/veya yolcu koltuk ferdi kazaları, havalimanı işletme sorumluluk sigortalarını ve pilot lisans kaybı sigortalarını kapsıyor.
Toplamda 157 milyar dolarlık zarar bekleniyor
Açıklamada görüşlerine yer verilen Howden ACP CEO’su Erdal Seferbay, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA), pandemide yaşanan ikinci dalga nedeniyle havayolu şirketlerinin bu yıl ve gelecek sene toplamda 157 milyar dolar zarar edebileceğini duyurduğunu aktardı.
COVID-19’un havacılık sigorta programlarında negatif yansımalı revizyonları hem teminat kapsamları hem de sigorta masrafları bakımından gerekli kıldığını söyleyen Seferbay, şunları kaydetti:
“Salgın nedeniyle ticari ve özel uçuşların çoğunun iptal edilmesi neticesinde sigortalanan hava araçlarının kullanım amaçlarının daralması beraberinde finansal sıkıntıları doğurdu.
Daha öncesinde ‘uçuş ve yer rizikoları’ için teminat alan müşteriler, bu daralmayla beraber sadece ‘yer rizikoları’ için geçerli olan teminatlara geçiş yapmak zorunda kaldı.
Havacılık sigorta piyasasında teminat veren sigortacıların da iş kabul kriterlerinde ciddi değişikliklere gitmeleri, mevcut kapasitelerinin arzını düşürmeleri ve hatta bazı sigortacıların piyasadan çekilmesine varan sonuçlar yaratmasıyla genel itibarıyla yüzde 20-25 bandında prim/fiyat artışları gözlemlendi.
Piyasa pratikleri ve yerel düzenlemeler çerçevesinde COVID-19’a bağlı riskler özelinde sigortaya konu tüm tarafların (sigortalı, sigortacı, reasürör ve broker) her bir işi kendi içinde değerlendirme gayretini oldukça güçleştiriyor.
Küresel olarak zor bir dönemden geçen havacılık piyasasında sigorta yönetim hizmetinin işinde uzman ve yetkin brokerler tarafından verilmesi günümüz şartlarında ayrıca önem kazandı.”
