İGA İstanbul Havalimanı: Geleceğe Yatırımlar ve Sürdürülebilirlik Stratejileri
İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, havalimanının inşaat sürecinden bugüne uzanan başarı öyküsünü ve geleceğe yönelik planlarını anlattı. Bilgen, havalimanının kurulduğu ilk günden bu yana hızla büyüdüğünü belirterek, 7 çalışanla başlayan projede bugün 12.000’den fazla kişinin çalıştığını vurguluyor. İGA, 2019’da 33 saatlik bir operasyonla tüm uçuşları Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na sorunsuz bir şekilde aktardı.
Dünya çapında rekor kıran bu havalimanı, sadece büyüklüğü ile değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik alanındaki yenilikçi projeleriyle de öne çıkıyor. 1.400.000 metrekarelik terminal binası LEED Gold sertifikası almış durumda ve çevreci teknolojilere yapılan yatırımlar sayesinde enerji tüketimi yüzde 10,7 oranında azaldı. Havalimanının su ihtiyacının yüzde 30’u geri dönüştürülmüş su ile karşılanırken, güneş enerjisi santralleri ve sürdürülebilir yakıt taşıma imkânları ile çevre dostu operasyonlara katkı sağlanıyor.
Bilgen, iGA’nın karbon ayak izini azaltma hedefleri doğrultusunda, 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 45 oranında düşürmeyi ve 2050’de tamamen karbon nötr olmayı hedeflediklerini belirtiyor. Bu bağlamda iGA’nın enerji tüketimini optimize eden güneş enerjisi santrali ve kendi deniz limanını kurması gibi projelere yatırım yaptığını vurguluyor.
Gelecekte ise, havalimanının genişleme planları doğrultusunda dokuz pist ve iki terminal binası ile 200 milyon yolcuya hizmet vermesi hedefleniyor. 2024 yılı içinde 532.000 uçuş gerçekleştirerek 85 milyon yolcuya ulaşmayı planlayan iGA, aynı zamanda küresel bağlantılarını genişletmek amacıyla Uzak Doğu, Asya-Pasifik ve ABD pazarlarına odaklanacak.
Bu genişleme planları doğrultusunda, havalimanı genel havacılık terminali, Hilton İstanbul Havalimanı oteli ve altyapı yatırımları ile hem yolcu deneyimini iyileştirmeyi hem de havacılık sektöründe sürdürülebilir büyümeyi desteklemeyi amaçlıyor.
Son olarak, Bilgen yeni havalimanı CEO’larına tavsiyelerde bulunarak, sektörün dinamiklerine uyum sağlayabilecek esneklik ve kurumsal istikrar arasında dengeli bir yönetim anlayışının önemini vurguluyor. Sürdürülebilirlik ve yolcu memnuniyeti odaklı stratejilerin uzun vadeli başarıyı desteklediğini belirtiyor.